Güzellik


Stres, yanlış beslenme, hava kirliliği, aşırı sıcak ya da soğuk hava yüzünden enerjisini yitiren cildinize özel bir bakım yapmanın zamanı geldi...

NEDEN AYDINLIK BİR CİLT?
Bazı günler özene bezene yaptığınız makyajdan hiç memnun kalmazsınız. Ne yaparsanız yapın yorgun görüntünün izlerini yüzünüzden silemezsiniz ve bu durum makyajınızın üzerinde negatif bir etki yapar. Aslında her kadın aynı şeyi ister; yorgun görünümü en aza indiren, cilde enerji veren, makyajın kusursuz görünmesine yardımcı olacak etkili bir ürün…

Yaşlı ve yorgun bir ciltle genç bir cilt arasındaki en büyük farklardan biri; parlaklık, berraklık ve eşit renk tonudur.  Işıltınızı Söndüren Nedenler ise;
1- Stres
2- Cilt temizliğini ihmal etmek
3- Aşırı sıcak/soğuk hava ve sert rüzgarların
neden olduğu kuruluk
4- Cildin, nemsiz kalması
5- Yanlış ve yetersiz beslenme
6- Kirli hava
7- Kafein, alkol ve sigara tüketimi
8- Güneşin zararlı ışınları
9- Düzensiz yaşam ve uykusuzluktur.

Cildinizin ışıldamasını istiyorsanız bu faktörlerden uzak durmalı ve cildinize ihtiyacı olan nemi sağlamalısınız. Cildinize daha parlak ve sağlıklı bir görüntü kazandırabilirsiniz. Bunun için başvurulacak çeşitli yöntemler olsa da etkin ve hızlı çözüm arayanlar için son dönemde öne çıkan Somon DNA’sı Aşısı tavsiye edilmektedir. Cilt yapısını kuvvetlendiren bu yöntemle cilde parlaklık ve esneklik kazandırmanın yanı sıra yaşlılık etkilerinden de korunabilmeniz mümkün olur. 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

SOMON DNA'sı aşısı ile gençleşmek mümkün!

Nasıl mı? 
Esteworld Sağlık Grubu Dermatoloji Uzmanı Dr Eylem Acar'ın röportajını okuyun..

Donuk görünen cildi daha canlı ve pürüzsüz olarak, yüzdeki ifadeki kaybetmeden geri kazanmanın en güvenilir yolu, uzmanına yaptırılan Somon DNA'sı aşısıdır.

http://www.optimusmedikal.com/wp-content/uploads/2014/10/sozcu-ekim-iç.jpg


www.optimusmedikal.com


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Benzersiz Gülüşler için gülüş tasarımı

Dişlerdeki renk ve şekil bozuklukları psikolojik olarak kişileri rahatsız eden ve estetik görünüşü bozan bir durumdur. Bu sebeple son dönemde gülüş tasarımı yaptıranların sayıyı giderek artmış ve estetikte yepyeni bir trend ortaya çıkmıştır.
Diş hekimliğinde estetik ve restoratif maddelerin gelişmesiyle pek çok şekil, renk ve pozisyon bozuklukları artık giderilebilmektedir. Gülüş tasarımı; hekimlik ve sanatı birlikte uygulayarak, kişisel istekleriniz ile sağlık ve doğallığın sentezini oluşturmak ve size özel gülüşü yaratmaktır.

Gülüş Tasarımına Nereden Başlanır?
Tasarımlarda kişinin yüz şekli, ten rengi, cinsiyeti, dudak şekli, dişeti şekli gibi unsurları göz önüne alınır.
Örneğin; uzun bir yüz şekline sahip kişiye yine ince uzun dişler yapılırsa yüzü olduğundan da uzun gözükecektir. Bu durumda daha geniş kare şeklinde dişler kullanarak yüzün uzunluğu gizlenebilir ya da çok yuvarlak yüze uygulanan ince uzun dişler onu daha ince gösterecektir.

Gülüş Tasarımında Hangi Yöntem Kullanılmaktadır?
Kusursuz bir gülümseme için dişler beyaz, düzgün ve eksiksiz sıralanmalıdır. Eksik dişlerin yeri porselen veya başka bir malzemeyle restore edilir. Diş çürükleri orijinal dişin rengine uygun dolgu maddelerle doldurulur. Dişlerin diziliminde çarpıklık varsa görünmeyen diş telleri ve çene operasyonlarıyla bu sorun da giderilir.
Kompozit bondingleme, porselen veneer ve kuronlar ile gülüşünüz tamamen değiştirilebilir.
Bu değişiklik öylesine doğal durur ki, çevrenizdekiler, saçlarınızı değiştirdiğinizi, kilo verdiğinizi düşünürler ama dişlerinizdeki büyük değişikliği fark edemezler. Çünkü yapılan tedaviler yüzünüzle tamamen uyumludur. Siz de sadece olumlu yönde bir değişiklik olduğunu fark ederler.
En güzel dişler bile, ancak sağlıklı ve düzgün şekilli dişetleriyle çerçevelendiğinde çekicilik kazanır. Dişetlerinizde yapılan tedaviler ve ‘pembe estetik’ adı verilen küçük operasyonlar ile estetik olmayan diş etleri de düzeltilebilir. Estetik problemin dişeti ve dişleri kapsadığı durumlarda, dişeti operasyonundan sonra dişlere laminate veneerler uygulanarak gülüş tasarımı tamamlanır.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



Parfümünüz Kişiliğinizin Aynası!

Parfümünüz aslında sizin kişiliğinizdir. Bu yüzden parfüm alırken bu 10 soruyu sormanızda fayda var!

1- Doğru parfümü nasıl bulursun?
Bir parfüm satın almanın en doğru zamanı sabah saatleridir. O süreçte henüz koku alma duygusu uyanıktır ve gündelik kokular henüz havaya karışmamıştır. Ama yine de burnun çok kolay yorulduğunu belirtmekte fayda var. Öyle ki, sadece üç koklamanın ardından aradaki farkı ayırt etmekte zorlanmaya başlar. Buna rağmen değişik notalar arasında altı kokuyu birbirinden ayırabilir. Bu yüzden uzmanlar koku duyumuzu yeniden temizlemenin en iyi yolunun taze bir kahveyle mümkün olabileceğini belirtiyor. Kahve aroması diğer tüm kokuları etkisizleştiriyor ve sonraki seçimlerin için sana yeniden fırsat yaratıyor.

2- Parfüm ne zaman ve nasıl kullanılmalı?
Uzmanlar, parfümün en ideal sürülme zamanının duş sonrası olduğunu belirtiyorlar. Hızlı kan dolaşımı dolayısıyla oluşan vücut ısısı, kokunun cilde daha kalıcı bir şekilde alınmasını sağlıyor ve aromasının değişmesini önlüyor. El bileğine sürülen parfüm ise ovuşturmanın etkisiyle molekülleri zarar gördüğü için koku kimliğini kaybediyor. Şu yöntemi de unutmamak gerek; kokuyu önce havaya sık, ardından oluşan koku bulutunun altında dur!


3- Parfümün en kalıcı olduğu bölgeler
Kokunun kalıcılığını uzatan en ideal vücut bölgeleri arasında şakaklar, iki göğüs arası ve kol içleri öne çıkıyor. Vücudun bu belirtilen bölgeleri kan damarlarının cilde en yakın olduğu yerler, dolayısıyla daha sıcaklar. Bu da kokunun bu bölgelerde mükemmel şekilde tende hapsedilmesini sağlıyor. Uzmanlar ayrıca kulak arkasına koku sürme alışkanlığının derhal değiştirilmesini tavsiye ediyorlar! Çünkü bu bölgede cilt daha fazla yağ üretiyor, o da kokuyla bir araya geldiğinde içeriğinin değişmesine yol açabiliyor.

4- Parfüm nerede saklanmalı?
Hepimizin parfümlerimizi sergilemeyi en sevdiğimiz yerlerden biri banyolar. Ancak bu aydınlık, sıcak ve nemli ortam, parfümün ömrünü kısaltıyor. En iyisi kapağı kapalı olarak nemsiz, serin ve karanlık bir yerde, örneğin dolapta ya da çekmecede saklamak... Hatta buzdolapları, parfümler için ideal yerler olarak tavsiye ediliyor.
5- Kokuları karıştırabilir miyiz?
Aslında her kokunun kendi içinde bir uyumu söz konusu. Birkaç farklı kokunun aynı anda kullanılması, hafif bir uyumsuzluk yaratabilir. Dolayısıyla her parfümün kendi kişiliği zarar görür ve ortaya kötü kokular da çıkabilir. Eğer parfümlerini karıştırarak kullanmak istiyorsan, en azından aynı koku ailesinden olmalarına dikkat edebilirsin. Örneğin; çiçek ya da taze kokular gibi...
6- Neden parfümler her tende farklı kokar?
Parfümler alkol, bir dizi aromatik yağ ve sudan oluşmaktadır. Bu yağlar ciltte buluştuğunda her ten tipine göre farklı reaksiyon gösteriyor. Bir tende hafif, diğer tende güçlü reaksiyonlar da kokuların farklı şekilde kokmalarına neden oluyor.
7- Gün içinde parfümü değiştirmek mümkün mü? Bunun için önceden mutlaka duş alınmalı mı?
Duş almak parfüm değiştirmek için mutlaka yapılması gereken bir eylem değil. Kokular yaklaşık dört saat içinde notalarının büyük kısmını kaybettiklerinden, bu süreden itibaren başka koku kullanmanda sakınca olmayacaktır.

8- Bir kokunun kalıcılığı ne kadardır?
Genel kural; bir parfümün alkol içeriği ne kadar fazlaysa kalıcılığı da o kadar uzundur. Saf bir parfümün koku konsantrasyonu yüksektir. Ancak düşük alkol oranına sahip kokuların en geç altı ay içinde tüketilmesi gerekmektedir. Eau de parfum ve eau de toilette, alkol oranı yoğun kokular olduğundan üç yıla kadar dayanabilir. Eğer parfümünün kokusu ve rengi değişmişse yapacağın tek şey onu atmaktır.

10- Parfümün tendeki kalıcılığı nasıl sağlanır?
Parfümün kalıcılığı cildin tipiyle yakından alakalıdır. Kuru ciltler kokunun aromatik içeriklerini yağlı ciltler kadar iyi muhafaza edemez. Bu yüzden parfümerilerde parfüm denerken, cildinin küçük bir bölgesine hafif yağlı ve kokusuz vücut losyonu sürüp parfümü bunun üzerine sık.


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Kirpiklerinizde İstediğiniz Etkiyi Nasıl Alabilirsiniz?

Doğru renklerle yapılan bir makyaj, güzelliği tamamlayan en önemli unsurlardan biridir. Özellikle etkileyici bakışlar yaratmak ve gözleri olduğundan daha güzel göstermek için uzun ve dolgun kirpiklere sahip olmamız gerekiyor...

Hacimli ve kıvrık kirpiklere sahip olmanın sırrı doğru mascara seçiminde yatıyor. Kozmetik sektörünün inanılmaz bir buluşu olan mascaralar sayesinde dolgun, esnek, uzun ve güçlü kirpiklere sahip olmanız hiç de zor değil. Ancak kirpiklerinizi belirginleştirirken boya küpüne dönmemek için mascara kullanırken dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar olduğunu da unutmamalısınız. İsterseniz doğal gündüz makyajı yapın isterseniz daha belirgin, baş döndürücü bir gece makyajı... Önemli olan gün boyu kalıcı etkisiyle bakışlarınıza derinlik ve makyajınıza mükemmellik katacak olan doğru mascarayı bulabilmektir. Birçok makyaj uzmanı, az malzemeyle hafif makyaj yapmak isteyenlere mascara kullanmalarını öneriyorlar. Ancak öte yandan da mascarayı kullanırken ölçüyü kaçırmamanızı da şiddetle tavsiye ediyorlar. Göz makyajınızı tamamlamanın en etkin yolu olan mascara gözlerinize derinlik ve bakışlarınıza anlam kazandırırken aynı zamanda besleyici formülleriyle kirpiklerinizin beslenmesine yardımcı oluyor.



Kullandığınız mascaranın etkisini arttırmak ve gün boyu kalıcı olmasını sağlamak için sürmeden önce kirpiklerinizi önce fırçalayın ardından da hafifçe pudra sürün. Bu arada kirpiklerinizi aplikatör kullanarak kıvırmayı da ihmal etmeyin. Kirpiklere mascara sürerken işe öncelikle kirpiklerin ucundan başlayın daha sonra da uçlardan diplere doğru sürün. Üst kirpikleri yukarıdan aşağıya, sonra alttan yukarıya doğru fırçalayın. Böylece kirpiklerin tek tek hem altları, hem de üstleri mascaralanmış olur. Ayrıca, bu sayede kirpikler kendiliğinden hafifçe yukarıya doğru da kıvrılabilir. Alt kirpikleri ise önce altlarında yukarıya doğru, daha sonra da üstten aşağıya doğru fırçalayın.

Daha uzun ve dolgun kirpiklere sahip olmak için sürülen kat kat maskara gözlerinizi olduğundan küçük gösterir. Üstelik gün içerisinde fazla uygulanan maskara zamanla kalıplaşır ve yapışkan bir görüntü kazanır. İstediğiniz dolgunluğa ulaşmak için iki kat mascara yeterli olacaktır. Ancak ikinci katı sürmeden önce birincisinin iyice kurumasını bekleyin. Ayrıca kirpikleriniz bu kadar çok ağırlığı taşıyamaz ve kırılmalar olabilir. Bu arada kirpiklerinizi mutlaka önce kıvırın sonra mascara sürün. Aksi taktirde önce mascara sürer daha sonra da kıvırmak isterseniz kirpiklerinizin kırılmasına neden olursunuz. Kirpiklerinizi aplikatörle çok fazla baskı uygulamadan kıvırın ve birkaç dakika böyle durduktan sonra yavaşça bırakın.
Bu hataları yapmayın!
Eğer günlük bir makyaj yapıyorsanız mavi, yeşil ya da mor gibi renkli mascaraları tercih etmeyin. Bu renkler günlük makyajınız için ağır olabilir. Mascaranızın bulaşmasına, pul pul olmasına ve öbek öbek toplanmasına dikkat edin. Aynı zamanda alışveriş yaparken satın alacağınız mascaranın daha önceden açılmamış ve kurumamış olmasına özen gösterin.

Günlük makyajınızda su geçirmez mascarayı daha sonra çıkarması zor olduğu için kullanmayın. Bu arada mascara fırçanızı tüpün içinde aşağı yukarı pompalamayın. Bu durum hem fırçanızın yıpranmasına hem de mascaranızın hava alarak kurumasına yol açar.


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Saçlar Hakkında Doğru Bildiğiniz Yanlışlar
Güzel ve canlı saçlar her yönden sağlıklı olduğumuzun göstergelerinden biri. Şimdi onları kış uykusundan uyandırmanın ve yazın tazeliğini saçlarınızda hissetmenin tam sırası...
Saçlarımız bedensel ve ruhsal halimizin aynaları. Hasta ya da sağlıklı olmamız onları da etkiliyor. O kadar ki, modern psikoloji ve saç konusundaki araştırmalar kuaförler tarafından yakın takibe alınmış durumda. Kısa ya da uzun, kumral ya da koyu, ince ya da kalın... Önemli olan içsel armoninin saçlarımıza sağlıklı olarak yansıması.
Saçların mat, kırılgan, kuru, yağlı ve kepekli olmasının altında birçok neden yatıyor olabilir; saç cinsine uygun olmayan ürünler, olumsuz çevre koşulları, hormonal düzensizlik ve yanlış beslenme bunlardan birkaçı. Sağlıklı bir kafa derisi, saç ve saç köklerinin ne derece güçlü olduğunu gösteriyor.

Sıcak su ve sıcak fön onları zedeleyen dış etkenlerden bazıları. Ayrıca aşırı sıcak, saç derisine zarar verirken aynı zamanda saçın aşırı yağlanmasına da yol açıyor. Fönle kurutma sırasında ise saç telleri kolayca kırılabiliyor. Saça uygulanan boya da saçı yıpratıcı faktörlerden biri. Aslında saçlara fazla zamana gerek duymadan bakım yapmak mümkün. Bunun için kozmetik endüstrisi her gün yeni yöntemler geliştiriyor. Şampuanlar, saç kremleri, serumlar ve özel bakımların saçları canlandırıcı etkileri bulunuyor.
Doğru bilinen yanlışlar
Kopan bir tel beyaz saç yerine birçok yeni beyaz saç çıkar. (Yanlış)
Çünkü tek bir saç dibi keseciğinden ancak bir tek saç çıkabilir.
Sık kesilen saçlar daha güçlü olur ve daha hızlı uzar. (Yanlış)
Saç kökten uzadığı için saçın kesilmesi uzama hızını etkilemez.
Sık sık fönle kurutulan saçlar düzleşir. (Yanlış)
Saçın düz ya da dalgalı oluşu kalıtımsaldır.
Hamile kadınların saçı boya ve perma tutmaz. (Yanlış)
Saça uygulanan kimyasal işlemler, hamilelik sırasında meydana gelen hormonal değişikliklerden etkilenmezler.

Beyaz saçlar stres ve gerilim dolayısıyla oluşur. (Yanlış)
Beyaz saçlar, kıl dibi keseciklerindeki renk maddesinin kaybı ile oluşur.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


İnce görünmenin bir numaralı sırrı: Orantı
Bol ve yuvarlak kesimler sizi de hantal ve kilolu gösterir. Bu yüzden siz de dengeyi sağlamak için bol bir etekle dar bir tişört, uzun ve uçuş uçuş bir tunikle daracık bir bir jean ya da mini etekle daha uzun bir bluz tercih edip orantıyı yakalamaya bakın.


Doğru ceket seçimi
Kalçalarına kadar uzanan ceketler ve üzerinizde bol duran modeller sizi olduğunuzdan daha kilolu gösterir. Bel kısmı oturan bir ceket her zaman belinizi ince gösterecektir.


Biçimli etekler
Kalem etekler iyi hoş da herkesi daha hantal göstermeye meyilli. Bele oturduktan sonra hafif bollaşan şekilli bir etek her zaman daha iyidir.



Jeanlarınızı topuklularla giyin! 
Dergilerde, gazetelerde neden birçok ünlünün jeanlerinin altına topuklu ayakkabı giydiğini merak ediyorsunuzdur. Çünkü bu son derece doğru bir tercih. Böyle bir kombinasyon özellikle dar kesim bir jeanle yapılırsa her kadını olduğundan daha ince, uzun ve şık gösterecektir.
 

Doğru kemer seçimi
Daha geniş kemerleri tercih etmeniz sizi daha da küçük gösterir. Ve belinize tam oturan bir kemeri seçmenizde fayda var.


Kendinize böyle bir elbise seçin
Biçimli beli, düzgün dikişleri ve göğüs kısmı pensli bir elbise herkese yakışacaktır.




Kırmızıdan vazgeçmeyin!
Gücün ve özgüvenin simgesi olarak görülen kırmızı iddialı bir renk olmasının yanında koyu tonları tercih edildiğinde gizleyici özelliği vardır. Bu yüzden siyahla kendinizi kısıtlamayın kırmızı da bir alternatif.


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Doğallık, en az güzellik kadar önem teşkil ediyor kadınlar için. Özellikle yaz gelince yapmaktan kaçan kadınlar, doğal halleriyle de gönülleri fethetmeyi biliyorlar. Doğal güzelliğinizi destekleyecek birkaç öneri de bizden.
Dudaklarınızın kurumasını ve çatlamasını önlemek için, bol bol su tüketin ve arada bir yumuşak kıllı bir diş fırçasıyla, dudak bakım kremlerinden kullanarak dairesel hareketlerle masaj yapın.


Düzenli olarak cilt bakım kremleri kullanmak, cildinize parlak ve sağlıklı bir görünüm kazandırır. Bu kremleri cildinize uygun olarak seçmeye özen göstermeniz önemlidir. Bunun yanı sıra kremlerin içeriğinde biopeptid bulunmasına da dikkat etmenizde fayda vardır. Biopepditlerin cilt iyileştirici özelliği vardır. Cildini pürüzsüz kalmasını ve canlanmasını sağlamaktadır.  
Yüzünüzde yara izi varsa, koyu renk fondötenlerden kaçının ve renkli, açık renk fondötenlere ağırlık verin.
Kaşlarınızın şekline, hem bakışlarınızı hem de yüzünüzün ifadesini değiştirdiğinden mutlaka dikkat edin. Eğer daha parlak bir görünüm kazandırmak istiyorsanız, kaş diplerinize cildinizden bir iki ton açık aydınlatıcı uygulayın.
Kirpiklerinizin en dibine, ayırt edilmeyecek şekilde eyeliner sürün. Bir far fırçası yardımıyla dağıtacağınız eyeliner, bakışlarınızı belirginleştirecektir.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



Yaşınıza göre güzelleşin!

20'li yaşlarCildinizin nemli kalmasını sağlayacak bir krem seçin. Yeni ürünlerin bazılarının içeriğinde kasılmayı engelleyen etken maddeler var. 'Spasmolitik' denilen bu maddeler, mimiklerin oluşturduğu kırışıkların belirgin hale gelmesini geciktiriyor. Ağır kozmetikler yerine, üzerinde gençlere uygun olduğuna dair ibareler olan kremleri tercih edin. Yaşınız gereği, cildinizin özellikle dermis yani epidermisin altında yer alan ikinci tabakası daha kolay zarar görebiliyor. Sigara ve asitli içeceklerden uzak durun. Antioksidanlarla cildinizi destekleyin. 


30'lu yaşlarHücre yapımını tetikleyen, retinol içerikli kremler kullanmalısınız. Bu, cildinize A vitamini desteği verir ve cildinizin daha parlak ve elastik bir görüntü kazanmasını sağlar. Görüntünüz sizi gerçekten mutsuz ediyorsa, uzman bir hekime botoks yaptırıp yaptıramayacağınızı danışmalısınız. Güneşin dik geldiği saatlerde asla uzun süre dışarıda kalmayın. 

40'lı yaşlarA, C, E vitaminlerince zengin kremler kullanmalısınız. Soya tüketmeye çalışın. Melanin düzeyini dengeleyecek ürünler seçmeniz gerekiyor. Anti-aging özellikli serumlar da faydalı olabilir. Yağ ve şekerden daha uzak, meyve ve sebzeye daha yakın bir beslenme düzeni oluşturmaya çalışın. Gece çok geç saatte yatmamaya dikkat edin. Mümkünse öğle saatlerinde de kendiniz için bir 'siesta' arası verin. 

50'li yaşlarHücre onarıcı ve nem dengesini sağlayacak kremler kullanmalısınız. Yağ bazlı ürünler kullanmanın zamanı geldi. Kullandığınız kremlere uzun saatler etkisini sürdüren formüllere sahip olması da şart. Bakımınızı tamamlamak için kremlerin gücünü artıracak serumlardan yararlanın. Kilonuzu sabit tutmaya özen gösterin böylece sarkmaların belirginleşmesini engelleyeceksiniz. Günde 1,5-2 litre su içmeye özen gösterin.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sağlıklı Saçlar İçin 10 Öneri
1- Banyo esnasında saçlarınızı iyice durulamaya özen gösterin. Aksi halde saçlarınız çabuk yağlanır ve ciddi kepek problemleri yaşayabilirsiniz.
2- Stresten uzak durmaya çalışın. Aşırı stres saçlarınızın dökülmesine neden olur.

3-Beslenme şeklinize önem verin, sağlıklı besinler tüketin. Yanlış diyetler uygulamanız, kontrolsüz kilo kaybı ve dengesiz beslenme saçlarınızın dökülmesine ve sağlığını kaybetmesine neden olur.
4- Saçlarınız için doğru fırça seçiminiz çok önemli. Saç tipinize uygun bir fırça ile saçlarınızı kırmadan ve yıpratmadan taramaya özen gösterin.

5- Saçlarınızda yoğun dökülme problemi yaşıyorsanız umutsuzluğa kapılıp, kendinizi üzmeyin. Piyasadaki bulunan saç dökülmelerine karşı bitkisel ürünler size oldukça yararlı olacaktır.
6- Mevsim geçişlerinde saçlarınıza özen gösterin. Çünkü bu dönemlerde saçlarda dökülme oldukça artar.

7- Aklınıza geldikçe saç derinize masaj uygulayın. Banyo esnasında saçlarınıza ve saç derinize masaj yapmak, saçlarınızın güçlenmesini sağlar.
8- Saç tipiniz hakkında bilginiz olsun ve ona göre ürün kullanmaya özen gösterin. Doğru ürün kullanımı saç dökülmelerinizi azaltacaktır.

9- Ellerinizi gün içerisinde saçlarınızdan uzak tutun. Aksi halde saçlarınız çabuk yağlanır ve yağlanan saç daha çok dökülür.
10- Saçınıza çok fazla işlem uygulamamaya dikkat edin. Fön, maşa gibi ısı içerikli işlemler saçlarınızın yıpranmasına neden olur.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------




Abartıya kaçmamalı: Saç modeli seçerken mutlaka doğal olmak gerekmekte. Kuaföre gidip düğüne gider gibi saç modelleri yaptırmak sizi oldukça yaşlı gösterecektir. En önemli ipucumuz bu: doğal olmak.
Uzun saç seçin: Bilirsiniz ki belirli bir olgunluk döneminden sonra kadınlar saçlarını genellikle kestiriyor. Ancak genç görünmek için uzun saç idealdir. Kısa saç olmaz mı? Tabi ki olur ancak güzel bir model uygulamak şartıyla.
Boyayı ihmal etmeyin: Genç görünmek için saç boyasına çok dikkat edilmeli ve ağaran saçlar mutlaka hemen boyanmalıdır.
At Kuyruğu: Genç gösteren saç modellerine gelince, en çok tercih edilen modeller genelde arkadan bırakılan modellerdir. At kuyruğu saç modeli bu iş için çok uygundur. Genç kızlar gibi bir görünüm için tercih edilebilir. Aşağıda verilen örnek gayet güzel ve doğal.
Düz Saçlar: Düz saçlar biraz daha genç işi ve uğraşılması zor saçlardır. Ancak her zaman uğraşırım derseniz bu modeller de tam sizlik. Kakül de bırakırsanız tam bir genç kız olursunuz.
Örgülü Saçlar: Genç gösteren bir başka saç modeli de örgülü saçlardır. Örgülü derken arkadan başlanmış örgülerden bahsetmiyoruz tabi ki. Yanlardan oluşturulan ve arkaya doğru atılan saç modeli bu işi için uygundur. 
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

  1. Güneş: İlkbaharla birlikte göz kırpmaya başlayan güneşin sıcaklığını cildinizde hissetmek hoşunuza gidebilir. Kimin gitmez ki? Ama bu yüzünüzün kırışmasına sebep olabilir. Güneşle olan tüm bağlantınızı kesin ve eve kapanın demiyoruz; ama iyi bir güneş kremi kullanmayı asla ihmal etmemelisiniz.
  2. Mimikler yüzünüzün kırıkmasına sebep olur. Yüzünüzü her hareket ettirdiğinizde cildiniz biraz daha kırışır.
  3. Evet hepimiz biliyoruz ki sigara güzelliği etkiliyor ama sadece sizi hasta edip dişlerinizi sarartmıyor aynı zamanda yaşlı görünmenize sebep oluyor.
  4. Kulağa tuhaf gelse de tüm günün yorgunluğundan arınmanız için yatağa girdiğinizde de kendinize dikkat etmeye devam etmelisiniz. Çünkü bir pozisyonda çok uzun süre yatarsanız, yüzünüzün o bölgesi daha çok kırışıyor. Bu yüzden yüzükoyun yatmaktan çok sırtüstü uyuma alışkanlığı kazanın.
  5. Kadınsınız, öyleyse gerçekçi olalım. Hayatınızdan stresi tamamen çıkartmanız mümkün değil ama güzel yüzünüzü korumak için daha sakin ve soğukkanlı olmayı denemelisiniz. Aslında kırışıklıkları önlemek için stresten uzak durmalısınız; çünkü bu kırışıklar daha çok strese girmenize sebep olacak.
  6. Uyku haliyle başa çıkmanın yolu yok gibi. Uzun süre aynı şekilde uyursanız kırışıyorsunuz ve yeterince uyumazsanız da kırışıyorsunuz. Hiç adil değil!
  7. Ne kadar çok içerseniz o kadar kırışırsınız. Alkol yüzünüzün şişmesine sebep olur; şiş indiğinde de gerilmesine ve kırışmasına yol açar.Yakın arkadaşınız alkolün tam bir baş belası olduğunu fark edin; çünkü sabahları sizi baş ağrısı ve kırışıklarla baş başa bırakıyor.
  8. Kuru cilt en kötüsüdür. Çatlamanıza, kanamanıza ve kırışmanıza sebep olur.Vücudunuzun ne kadar suya ihtiyacı varsa yüzünüzün de nemlendiriciye o kadar var. O kremi el altında tutun.Bunun çözümü yok . Bizi ve dünyamızı koruyan yerçekimi aynı zamanda her gün aleyhimize de çalışıyor. 
  9. Diğer şıklara dikkat edip suç ortaklığı yapmamak elimizden gelen tek şey.
  10. Ailenize ve kırışıklıklarına bakın hanımlar; çünkü onların hikâyesi sizinkine dönüşebilir. Duruma fiziksel olarak çok katkımız olamasa da en azından onların hatalarından ders çıkarabiliriz.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



43 yaşında olmasına rağmen kırışıksız cildi ve fit vücuduyla dikkatleri çeken Naomi Campbell'ın sırrı yeşil sebze suyu. İşte Campbell'ın anti-aging sırrı hakkında bilmeniz gerekenler.
1990'lı yıllara damga vuran ve modellik konusunda rakipsiz isimlerden biri olan Naomi Campbell, 43 yaşında olmasına rağmen genç görüntüsüyke herkesi kıskandırıyor. Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda kendisine sorularn soru üzerine sırrını açıklayan Campbell yeni bir akım başlatacak gibi görünüyor. Top model kırışıklıkların önüne geçmek için yeşil sebze suyu içtiğini açıkladı. 
Peki nedir bu yeşil sebze suyu? Bundan yaklaşık beş yıl önce Amerika'da ortaya çıkan ancak Türkiye'de fazla ilgi görmeyen bu detoks türü pek çok şeye iyi geliyor. Sebzeleri katı meyve sıkacağında sıkarak elde ettiğiniz yeşil meyve suyu, vücudunuzun mineralleri, vitaminleri ve anti-oksidanları anında emmesine yardımcı olur. İçerisinde cilt için oldukça önemli olan klorofili barındıran yeşil sebze suyu doğal detoks etkisi gösterirken dokulara oksijen taşınmasına yardımcı olarak cildinizin kırışmasını engeller. 


Yeşil sebze suyu nelerden elde edilir? 
- Ispanak, roka ve karalahana gibi yapraklı yeşillerden, 
- Brokoli ve semizotu gibi yeşil sebzelerden, 
- Bitkilerin saplarından, 
- Yeşil elma ve armut gibi az şekerli meyvelerden. 


Yeşil sebze suyunun yararları 
- Kolestrolünüzü düşürür, kan basıncınızı azaltır. 
- Hücre ve dokulara oksijen taşığı için cildi güzelleştirir. 
- Saç ve tırnak sağlığına iyi gelir. 
- Zayıflamaya yardımcı olur. 
- Bağışıklık sistemini güçlendirir.




-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



Göz hastalıkları mutlaka ama mutlaka önemsemeniz gereken konuların en başında geliyor. Hem birçok organ rahatsızlık sinyalini göz üzerinden veriyor hem de göz, sosyal hayatımızda en çok kullandığımız organ olduğu için bu açıdan da ayrı bir öneme sahip.

Göz şişmesi neden olur?
Uykusuzluk, alışılandan fazla kitap okumak, yorgunluk ve stres gibi nedenler gözlerinizin şişmesine ve kızarmasına neden olur. Göz şişmesi nedenleri arasında ayrıca alkol, sigara gibi kötü alışkanlıklar ve havasız ortamlarda bulunmak ve yemeklerinizde çok fazla tuz olması da bulunur.
Göz şişmesi nasıl geçer?
Göz şişmesi, bu rahatsızlığa sebep olan durumu ortadan kaldırdıktan bir süre sonra kendiliğinden geçecektir. Fakat siz evinizde uygulayacağınız birkaç basit uygulama ile göz şişmesi durumundan kurtulabilirsiniz.
Bunlardan biri patetesi ve salatalığı yuvarlak dilimleyip 25 dakika boyunca şişen gözleriniz üzerinde tutmak ve daha sonra gözlerinizi iyice durulamaktır.
Bir diğer yöntemde ise buz dolu poşeti dayanabildiğiniz kadar gözlerinize tutup bekletmek.
Geçmişten günümüze gelen en önemli çözüm ise hepimizin bildiği gibi; çay. Demlenmiş çaya batırdığınız pamuğu 15 dakika boyunca gözünüzde bekletin. Bu uygulamayı yeşil çay ile de deneyebilirsiniz.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------





Kış kadınları

Kışın kendinizi mutlu ve dinamik hissediyorsanız, tipik bir kış kadınısınız demektir. Düz saçlar, topuzlar, örgüler sizin için en uygun modeller. Fondöten seçiminde bej tonlarını tercih edin. Allık için pembe, fuşya size gidecek en iyi renkler. Allığınızla doğru orantılı bir ruj mutluluğunuza mutluluk katacaktır! Kıyafet seçiminizde ise canlı mavi, kırmızı, gri, fuşya ve mor gibi renklerden kolay kolay vazgeçmeyin. Sizin için renk seçimi kadar rahatlık da çok önemli. Giydiğiniz kıyafetlerin içinde huzurlu olmak ve rahat etmek istiyorsunuz. Çünkü kış mevsimi size huzuru ve mutluluğu çağrıştırıyor.
Yaz kadınları
Sıcak, cana yakın, masum... Tıpkı yaz mevsimi gibi! Bu tip kadınlara dalgalı saçlar çok yakışır. Özellikle de saçının ve teninin rengine uygun yapılan bir röfle güzelliğine güzellik katar. Pembe allığınız varsa, ne mutlu size! Bu renk bir allık yaz kadınına hoş bir hava verecektir. Ruj seçiminde de canlı pembeler, mercanlar tercih edilmeli. Kıyafetlerinizde de pembe ve mavi renkleri rahatlıkla kullanabilirsiniz. Yaz mevsimi size mutluluk ve canlılık verdiği kadar, içinizi de ısıtıyor.

Sonbahar kadınları
Hüznü ve karamsarlığı biraz sevdiğini de itiraf ediyor. Bukleler, lüleler saç stiliniz için çok uygun. Makyajınıza; bej, dore tonlar gibi ten renginize yakın saydam renklerde seçeceğiniz bir fondötenle başlayın. Allığınızı kızıl kahve ve somon renklerinden seçebilirsiniz. Kıyafetlerinizde ise koyu yeşiller, kırmızılar, turuncular, petrol ve pas rengi size en çok yakışacak renklerdir. Giysilerdeki koyuluk ve matlık ruh halinize en iyi giden türden olmalı.
İlkbahar kadınları

Bu mevsimin kadınları iddialı güzellikleriyle dikkati çekiyor. En iyi örnek de mankenliği bıraktığını söylemesine rağmen geçtiğimiz günlerde İtalya'da bir defileye çıkan ve göz kamaştıran Claudia Schieffer. Saç renginde küllü renklerden ve koyu kestaneden kaçınmalısınız. Erkeksi kesimler ya da doğal görünümlü ve hareketli saçlar sizin için en uygunu. Fondötende saç ve ten renginizi gözardı etmeyin. Turuncu, kayısı rengi kıyaflerinizde ideal seçim.



----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


                                            


                                                                   Takma Kirpikler
Uzun kirpikler, bir anda tüm yüz ifadenizi gözlerinizin şeklini bile değiştirebilir. Böylesi güçlü bir etkiyi tabi ki Hollywood da gözden kaçırmıyor, takma kirpikler birçok ünlünün vazgeçemediği silahı. En büyük fanlarından biri de Leighton Meester.

Nemlendirme


Sıradaki sırrımız yaşının neredeyse yarısı kadar görünmeyi başarabilen güzeller güzeli Demi Moore'dan. Demi Moore, böylesi genç görünebilmesinin sebebini "nemlendirmek, nemlendirmek ve nemlendirmek" olarak açıklamış. Eve ne kadar geç gelirse gelsin, yüzünü temizlemek ve nemlendirmek için vakit harcıyormuş.

Yoga


Jennifer Aniston ise fit vücudunu yogaya borçlu olduğunu söylüyormuş. Kişisel eğitmeni ile haftada 5 gün yoga yapıyor ve bunu hiç sektirmiyormuş.

Parfüm


Salma Hayek güzellik sırrını parfüm olarak açıklamış. Güzel kokmak hangimize kendini daha güzel hissettirmez ki? Salma Hayek de bazen yalnızken bile parfüm sıkıyormuş.

Doğal Saç Rengi


Güzelliğin aslında çok basit ve temel bir kuralı bu, doğallık. Doğal sarışın Naomi Watts da annesinin tavsiyesine uyup saçını asla boyatmayanlardan. Annesi "Saçını boyatma. Bu dövme yaptırmak gibi bir şey, bir kere başladın mı duramazsın" dermiş.

Uyku


Hollywood güzellik sırlarının en kolay, en masrafsız ve en keyiflisi bu olsa gerek; uyku! Gwyneth Paltrow, kendisine güzellik sırları sorulduğunda "ilk başta uyku" demiş. Yeterli ve kaliteli bir uyku, aslında güzelliğin yapı taşını oluşturuyor.


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Her kadın güzeldir ve her kadının kendine özgü bir cildi vardır. Bu güzelliği korumanın yöntemleri dünyanın her yerinde aynı değildir. İşte dünyanın farklı yerlerindeki farklı formüller… 

Avustralya 
Avustralya kızları, yalınayak yürümek ve ayak parmağını açan sandalet giymeyi severler. Ayaklarının pürüzsüz olması için avakado ile ovarlar. Avakado kuru ciltlere yumuşaklık kazandırır.


Brezilya 

Brezilyalı kadınların güzellik sırlarıysa Brezilya'nın mükemmel plajlarında saklıdır. Çünkü dünyada en güzel kadınların güneşlendiği yer olarak nam salmış bu plajlarda, kadınlar avuç dolu kumlarla vücutlarını ovarlar ve bol bol güneşlenirler. Kumlar, selüliti gidermekte ya da sülülite karşı ciltteki kan dolaşımını hızlandırmakta. Pürüzsüz bir cilte sahip olmak açısından faydası olan bu "kumla ovma"dan esinlenmiş olmalı ki, son zamanlarda, İngiltere'de bazı ticari firmalar tarafından kumların bu özelliğinden faydalanılarak kozmetik ürünleri piyasaya sürülmüş.


Hindistan 

Hindistan'da, her gece yoğurt ve bademden yapılan maskenin yapılması zorunludur. On adet badem ezilir ve sonra yoğurtla karıştırılarak cilde sürülür. 25 dakika bekledikten sonra cilt temizlenir.


İskandinavya 

İskandinav kadınları, güzel ciltlerini korumak için saf memba sularından istifade ederler. Her gün en azından 1.5 litre buz gibi memba madensuyuyla, yüzlerine 15-20 kere yıkarlar. Bu ciltlerine canlılık verir. Pahalı losyonlara ihtiyaç duymadan, buz gibi bu memba sularıyla da ciltlerini diri tutabilmekteler.


İspanya 

İspanya'da gençler zaman zaman göz kapaklarını dinlendirmek için patatesten yararlanırlar. Çok ince dilimler halinde kestikleri patatesi, 10 dakika boyunca gözlerde tutarlar.


İtalya 

Ninelerin ve annelerin eskiden sıkça uyguladığı ve kullandığı hintyağı, şu aralarda İtalya'da yine popüler. Hintyağı özellikle saçları güçlendirmede ve cildi beslemede çok etkilidir.


Jamaika 

Karayip Adalarında, soyulmuş muz kabuklarını cilt bakımlarına uygularlar. Güneş yanıklarına karşıda iyi gelen muz kabuklarında, bazı proteinler sayesinde cilde yumuşaklık ve dirilik kazandırmaktadır.


Japonya 

Japonya'da cilt bakımında kamelya yağı sıklıkla kullanılır. Beyaz kamelya ve fındık yağı cildi nemlendirmek, beslemek, yumuşaklık vermek için kullanırlar. Doğum sonrası oluşan cilt kırışıklıklarını gidermekte ve saçları gürleştirmekte kullanılır.


Polonya 


Balı, bir güzellik ürünü olarak cildi yumuşatmak ve parlatmak için kullanırlar. Bal cildin yorgun ve yıpranmış görüntüsünü alır ve geriye ışıl ışıl bir cilt bırakır.


Rusya 

Soğuk bir iklime sahip Rusya'da, gençler ciltlerini soğuktan korumak için kaliteli paltolar ve kotlar giymekteler. Ve özelikle sarımsak yağıyla ciltlerini sıklıkla ovarlar. Sarımsak antibiyotik, antiseptik özellikleri ile akneye karşı savaşırken antioksidan özelliği ile de cildi korur ve onarır. Ayrıca sarımsak suyu uçuğa iyi gelmektedir.


Türkiye 

Türkiye'de, yeni yeni popüler olan kefir artık doğal güzellikte de kullanılmakta. Bir bakteri kültürü olan kefir, özelikle içerdiği etkin maddeleriyle cilde de faydalı olmaktadır.


Yunanistan 

Yunan gençleri, vücutlarını bebe yağı ile ovarak ölü deriyi kumsala bırakırlar. Ve denizde durulanırlar.


Çin 

Bir çay kaşığı biberiye yağı, bir fincan yeşil çayla karıştırılır. Bir süre beklenir ve en son saçlar durulanır. Saçlara doğal bir parlaklık verir. Güzellik kremlerinin bazılarının bileşiminde de bulunan ve yıkanan saçlar gürleşip güzelleşir. Ayrıca şampuanla yıkanmaktan yıpranan saçları canlandırır. Bir bez torbaya konulan biberiye yaprak ve taze sürgünleri banyo musluğunun altına asılarak üzerine sıcak su akıtılıp böylece doldurulan küvette banyo yapıldığında cildi derinden temizler, teni kayganlaştırır ve güzelleştirir. Çin beyaz çayı ise gençleştirici gizemi taşır. 

Gıda, sağlık ve kozmetikte yeni yeni popüler olmaya başlamıştır. Yaşlanma, kırışıklık ve sarkmalara karşı kullanılmaktadır. Cildi kuvvetlendirici, yeni cilt hücre yetişmeyi destekleyicidir. Çevre ve günlük cilt yıpranmalara karşı cildi koruyucudur. Pürüzsüz ve yumuşak bir deri oluşumunda etkin rol oynar.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------




Cildinizi canlandırın


Dağılmış bir makyaj ve parlayan cilt en kolay toniğe batırılmış bir pamukla hafifçe silindiğinde kaybolur. Ardından makyajınızın üzerine transparan bir pudra sürün. Yol için pratik bir alternatif de cilt yüzeyindeki fazla yağı alan kurutma kağıtları. Kızarıklıklar ya da yorgunluğun oluşturduğu göz altı morlukları da kalem formundaki kapatıcılarla kolaylıkla yok edilebilir. Sivilcelerde ise antiseptik kapatıcılar kullanılması öneriliyor. Ve yorgun görünen cildi yeniden canlandırmanın en pratik yöntemi pembe tonlarındaki allıklar...

Su geçirmeyen makyaj



Yağmura yakalandınız ve maskaranız mı aktı? Siz hálá sudan, terden ve diğer dış etkenlerden göz makyajnızı koruyan maskaralardan kullanmıyor musunuz? Bu arada, makyaj çantanızda bir-iki kulak çubuğunu bulundurmayı ihmal etmeyin. Her türlü acil durumda kurtarıcınız olabilir.

Parlak dudaklar



Pembe tonlarında bir dudak parlatıcısı her zaman yanınızda olsun. Eğer güçlü tonları seviyorsanız, kırmızı sezonda da moda olduğu için tam size göre. Bu renk tüm meraklı gözleri de üzerinize çekecektir. Üstelik diğer detayları da ustalıkla gizlemenize yardımcı olur. Dudakların ön planda olduğu bir makyajda yüzün diğer bölümlerinde fazla renk kullanmamanız yerinde olacaktır. Ayrıca kırmızı dişlerinizi de daha beyaz gösterir.

Mükemmel bakışlar



Gözlerinize far sürmek için mutlaka bir far fırçası kullanın. Krem ya da köpük formundaki göz farları ise parmakla uygulanabilir. Yüzünüzü acilen renklendirmeniz gerekiyorsa ayna olmadan da makyajınızı yapabilecek kadar pratik olmalısınız. Pastel tonlar hem küçük hataları kapatır hem de renklerin fazla dağılmasını engelleyerek işinizi kolaylaştırır. Çok mu yorgunsunuz? O zaman yapmanız gereken ilk iş gözlerinizin içine beyaz göz kalemi çekmek olmalı. Eğer bilgisayardan gözleriniz kızarmışsa doğal içerikli dinlendirici göz damlaları gözlerinizi yeniden canlandırmak için ideal.

Cilde enerji dokunuşu



Sabahları günlük bakım kreminizin altına bir bakım serumu uygulamayı asla unutmayın. Bu uygulama cildinizin akşama kadar tazeliğini korumasına yardımcı olur. Ayrıca ürünlerin içeriğindeki küçük pırıltılı partiküller yüze enerji verir.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



Kullandığınız saç fırçası kıldan ya da ahşaptan olmalı. Bunu önlemek için saçınızı yumuşak bir şekilde yıkayın. Tarama aşamasında ise fırçaya bir miktar saç kremi sürün. Krem, saçın elektriklenip kabarmasını önler.
SAÇIM HİÇ FÖN TUTMUYOR
Gerçekten de bazı saçlarda uzun fönlerden sonra bile model hemen kayboluyor. Çok ince telli ya da çok kalın telli olanlarda böyle bir sorun olabilir. Cosmotürk'ün haberine göre, eğer saç teliniz çok inceyse hacim katan şampuanlardan kullanın. Ayrıca yıkamada saç kremini ya hiç kullanmayın ya da çok az kullanın.
Kalın telli saçlar da şekle girmekte zorlanırlar. Şampuandan sonra durulama gerektirmeyensaç kremleriyle bakım uygulayın. Fön çektirmeden önce saçınızı bir miktar köpükleyin
SAÇLARIM ÇOK UZUN, HİÇBİR ŞEKLE GİRMİYOR
Uzun saçlara şekil vermek zordur. Biraz daha hacimli ve dalgalı görünmesini istiyorsanızsaçlarınızı yıkayıp nemini aldıktan sonra bolca köpük sürün. Ardından kalın bigudilerle saçınızı sarın. Yarım saat beklettikten sonra bigudileri açın ve parmaklarınızla şekil verin.
SAÇLARIM ÇOK CANSIZ VE DÖKÜLÜYOR
Saçların cansız olmasının en büyük nedeni yetersiz kan dolaşımı. Bu, aynı zamanda saçların dökülmesine de yol açıyor. Kan dolaşımını artırmak için günde iki kere saç derinize parmaklarınızla masaj yapın. Faydasını göreceksiniz.
SAÇLARIM PARLAMIYOR 
Saçlarınız birkaç ayda bir, ekstra bakım yapmalısınız. Çeşitli kozmetik firmalarının yoğun bakım maskelerini kullanabilirsiniz. Saç tipinize en uygun olanını kuaförünüze danışın. Ancak yoğun bakımı yaparken dikkat etmeniz gereken noktalar var. Mesela asla bakımı saçlarınızı yıkadıktan sonra yapmayın. Çünkü fazla bakım kremi saçları daha da matlaştırıyor.
SAÇLARIM KIRILDI
Mutlaka bir- iki santim kestirmelisiniz. Bunun dışında özel saç bakım kremleri kırık uçları tamir eder. Saçlarınızın kırılmasını önlemek için çok sıcak kurutmamalı. Ve havluyla nemini alırken dikkatli olmalısınız. Ayrıca saç tokaları da saçları kırıyor.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


















Londra Metropolitan Üniversitesi’nde yapılan araştırmada erkeklerin  %27 oranında sarışınları tercih ettiği ortaya çıktı. Çalışmanın sonuçlarına göre erkekler en çok karşısındakileri küçümseyen kahkahalar atan kadınları itici buluyor. Çalışmayı gerçekleştiren ekibin lideri her beş erkekten birinin kadınlarda ilk olarak gözlere baktığını belirtti.
Araştırmaya katılan erkeklerin sadece %3’ü manken fiziğinde kadınları hoş bulduğunu söylerken erkeklere göre kıvrımlı hatlar ‘’mükemmel’’ ölçülerden daha çekici.
İÇGÜDÜLERİMİZ BİZİ YÖNLENDİRİYORBilim insanları tercihler üzerinde yaptıkları çalışmalarda gülümsemenin ve gözlerin mutlu bir hayat, kıvrımların ise doğurganlıkla eşleştirildiğini söyledi.
Kriterlerimizi oluşturuken, asıl amacımızın stresten uzak ve destekleyici partnerler bulmak olduğunu belirten uzmanlar, tercihlerimizde içgüdüsel olarak fiziksel özelliklerden yardım aldığımızı belirtti.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Botox Hakkında Bilmedikleriniz
Bu kimyasal madde asetil kolin salınımını engelleyerek ve motor sinir uçlarına bağlanarak sinir kas iletimini bloke ediyor. Kas içerisine enjekte edildiğinde geçici kimyasak kas felci yapıyor. Botox 1980'den beri Strabismus (şaşılık) ve blepharospasm tedavisinde kullanılıyor. 



Kozmetik kullanımı Doktor Carruthers tarafından 1989'da başlandı. Botox en çok iki kaş arasındaki, göz kenarlarındaki ve alın bölgesindeki kırışıklıkları yok etmek için kullanılıyor. Daha az olarak, boyun kırışıklıklarının, çenedeki belirgin çizgilerin ve dudak üzerindeki kırışıklıkların yok edilmesi için kullanılıyor. Yüz asimetrisinde de tatbik ediliyor. Botox kozmetik kullanımı dışında uzun süren baş ağrılarının tedavisinde uygulanıyor. Aşırı allerjik kişilerde; özellikle insane proteinlerine ve tuzla suya allerjisi olanlara botox kullanılmamalı. Ayrıca kas ve nörolojik hastalığı mevcut kişilere ve hamile kadınlara da uygulanmamalı. 



Ağrı Yok!



Botox çok küçük iğnesi olan insülin iğnesi ile daha önceden tespit edilmiş anatomic noktalara local anestetik pomad uygulandıktan sonra yapılıyor. İşlemden hemen sonra buz tatbik ediliyor ve hastaların enjeksiyon yapılan bölgelere masaj yapmamaları gerekiyor. Ağrı hemen hemen hiç hissedilmiyor. 

Botox'un ilk etkisi uygulamadan 2-3 gün sonra görülmeye başlıyor. Bir iki hafta sonra ise maximum etkisine ulaşıyor. Etki 3 ile 6 ay arasında sürüyor. Bazı hastalarda 12 aya kadar uzayan etkisi görüldü. 3 ile 6 ay'da bir enjeksiyon tekrarlanabiliyor. Komplikasyon hiç görülmüyor. 

Yanlış anatomik yerlere enjeksiyon yapılırsa istenmeyen etkiler görülebiliyor ancak ilacın etkisi sona erince istenmeyen etkiler kayboluyor.


---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bahar Yorgunluğundan Kurtulun!

Mevsim değişikliği insanın bio-ritmini zaman zaman olumsuz etkileyebiliyor. Havadaki ağır elektrik yükü, hava kirliliği, sanayi atıkları ve trafik yoğunluğu ise bahar yorgunluğu belirtilerini artırıyor. Bu yoğun yük; sinir gerginliğine, damarlardaki büzülmeye bağlı mide ve bağırsak rahatsızlıklarına, kas, omuz, sırt ve boyun ağrılarına, konsantrasyon bozukluğuna, neşesizlik, aşırı sinirlilik, hafıza zayıflaması ve uyku bozukluklarına neden olabiliyor. 



Evde detoks uygulayın 



Peki, bu rahatsız edici durumdan kendimizi nasıl koruyabiliriz? Tabii ki, beslenmemizde yapacağımız değişikliklerle... Örneğin, mutlaka sizin için en uygun olan detoks programına başlayın. Detoks, "hastalık ayları" dediğimiz mevsim geçişlerinde, havaların hızlı değişimiyle birlikte bağışıklık sisteminin zayıf olduğu dönemde, hastalıkların oluşumunu da engelliyor. Çünkü etkili bir detoks, bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. 

Bu tür programlarda ise kullanılacak meyve ve sebzeler önemli. Detoks programı süresince uzmanlar bol su içilmesini ve sıvı ihtiyacının bir kısmını sebze ve meyve sularından karşılanmasını öneriyor. Özellikle yeşil çay, bu konuda önemli, çünkü bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Zencefil, hindiba, rezene, kereviz ise vücuttan fazla suyun atılmasına yardımcı olabiliyor. 

İlk adım olan detoks programı ile bedeninizi arındırdıktan sonra, güçlenen bağışıklık sisteminizin devamlı gücünü koruyabilmesi için ise bağırsaklarda bulunan iyi huylu bakterilerin sayısını artırmak gerekiyor. Çünkü bağırsaklardaki bakteriler arasındaki dengenin bozulması, bağışıklık sisteminin de bozulmasına neden oluyor. 

Baharda kendini yenilemenin ipuçları 



Bolca sebze ve meyve tüketmek, düzenli yemek yemek, prebiyotik ürün almak, kefir içmeyi alışkanlık haline getirmek gerekiyor. 



Magnezyum, potasyum, çinko: İyi planlanmış bir magnezyum, potasyum, çinko destek programı son derece iyi sonuçlar verebiliyor. 



B grubu vitaminleri: B kompleks vitaminleri, karbonhidrat metabolizması, enerji üretimi ve vücuttaki diğer metabolik reaksiyonlarda, zihinsel yorgunluk ve streste, bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli. B12 vitamini bağışıklık sistemini destekliyor, kan hücresi üretimini artırıyor. 



C vitamini: Böbreküstü bezini destekliyor, bağışıklığı güçlendiriyor ve doku iyileşmesini artırıyor. 



Ginseng: Enerji verici etkileri nedeniyle çok yaygın kullanılan bir bitkisel destek. 

Tüketilen su miktarının artırılması gerekiyor. Uzmanlar her gün düzenli olarak 10-12 bardak su tüketmenin şart olduğunu belirtiyor. 

Isınan hava vücudun su ihtiyacını artıracağı için günlük içilen su miktarı 3 litre civarında tutulmalı. Yeşil çay içebilirsiniz. Ayrıca C, A ve E vitaminleri, selenyum ve Omega 3 kullanmalısınız. 

Kahve, çay, soğuk içecekler, kakao ve benzerleri gibi kafeinli içecekleri kesinlikle azaltın. Rezene, melisa, papatya ve ısırgan otu gibi rahatlatıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici bitki çaylarını tercih edebilirsiniz. 



Enerjik ve zinde bir vücut 

- Geceleri ağır ve yağlı yemek yememeye özen gösterin. 

- Sentetik yerine pamuklu kumaştan üretilen kıyafetler tercih edin. 

- Her gün akşam ya da sabah ılık duş alın. 

- Güne mutlaka gülerek başlayın. 

- Alkol ve sigara kullanıyorsanız mümkün olduğunca azaltın. 

- Düzenli olarak açık havada haftada 3 gün 45 dakika süre ile yapılacak tempolu yürüyüşü içeren aktif bir yaşam tarzını benimseyin. 

- Düzenli olarak, her gün yedi-sekiz saat uyumaya çalışın. 

- Bazı gevşeme ve stres atma tekniklerini öğrenip uygulayın.


------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Selülitlerinize "Elveda" Deyin!



Selülit vücudun yağ dokularıdır. Bu dokular portakal kabuğu gibi görülebilir veya görülemez. Her iki halde de normaldir ve bir sağlık problemi değildir. Ancak, ciddi bir estetik problemdir. Kalçalar ve basen bölgeleri en sık görüldüğü yerlerdir.Kadınlar erkeklere göre daha ince bir cilt yapısına sahiptir ve bağ dokudan oluşan cilt yapıları kadınlarda daha aralıklıdır. Cildin altında yer alan yağ dokular kendilerini yumru yumru gösterir. 




Doktorlar bunların ortadan kaldırılamayacağını söylerken, estetisyenler selüloidi yenebileceklerini söylemektedir. Kadınlar erkeklere göre daha ince bir cilt yapısına sahiptir ve bağ dokudan oluşan cilt yapıları kadınlarda daha aralıklıdır. Cildin altında yer alan yağ dokular kendilerini yumru yumru gösterir. 



SELÜLİTİ ÖNLEMENİN ÇARELERİ



Derin nefesler: Kanı temizler, iç salgı bezlerini uyarır, karaciğerin kan akımına uğramasını engeller, yağları eritir.



Jimnastik ve yürüyüş: Her gün uygulanan beden hareketleri yağları eritir, kan dolaşımını olumlu etkiler, yorgunluğu giderir.



Selülit masajı: Yararlı olması için bir uzman tarafından yapılması gerekir, aksi takdirde zararlı olabilir. Bu nedenle selülite karşı alınacak en uygun tedbir bedeni her gün, özellikle selülitin yerleştiği yerleri kuru bir kese ile veya banyo fırçası ile ovmaktır. Amaç kan dolaşımını olumlu etkilemektir. Bu nedenle kese veya fırçayı cilde fazla bastırmadan yüzeyi kızarıncaya kadar uygulamalıdır. Cilt kızardığında, amaca ulaşılmıştır. Yani kan dolaşımı olumlu etkilenmiştir. Masajın daha da etkili olması için cildin üzerinde ıslak bir bez veya sünger gezdirmelidir. Masaj toksinleri yerinden oynatarak kan dolaşımına sürükler ve beden bunları solunum yolu ile (nefes), cilt yolu ile (ter), böbrek yolu ile (idrar) atar.



Yemek yerken su içmeyin: Su ihtiyacınızı öğün aralarında giderin veya yemekle birlikte su yerine bitkisel çayı (şekersiz) yudum yudum için. Yemeklerden yarım saat önce bir bardak su içmelidir.


Besinleri iyi çiğneyip yutun.
Bağırsakların her gün boşalmasını sağlayın. 
 Uykusuz kalmayın.
Açık havada bol bol yürüyüş yapın.
Açık havada bol bol yürüyüş yapın.





---------------------------------------------------------------------------------------------



Mükemmel Kaşlar Hayal Değil!

Kadınların yüz güzelliğinin temelini oluşturan kaş biçimleriyle ilgili tüyoları sizler için araştırdık.

Bakışlara anlam veren kaşların ideal ölçüsünün nasıl alındığını kısaca şöyle özetleyebiliriz;

"Elinize bir kalem alın burnunuzun kenarıyla kazayağı bölgesi dediğimiz gözün dış bitiş noktasına paralel gelecek şekilde ortalama kırk beş derece açıyla tutun.
Kaşınızın bitmesi gereken yer kalemin kaşınıza denk geldiği noktadır.
Kalemi burnunuzun kenarına ve göz pınarına denk gelecek şekilde dik tuttuğunuzda kalemin kaşınıza gelen kısmı kaşınızın başlaması gereken yeri size gösterecek.”
Kaşlardan sonra gözlerin makyajını tamamlayan kirpiklerin dolgun görünmesinin önemine değinen Parmaksızoğlu takma kirpiklerle ilgili olarak şunları söyledi:
“Bence takma kirpikler mevsimsel olarak zamansız ama takma kirpiklerle bakışlara ifade katmaksa, bunu zamanda yolculuk yaptıran bir detay olarak nitelendirebiliriz."
Ellilerin cazibeli ya da yetmişlerin sempatik ifadesini takma kirpik ve eyeliner kullanarak yüzünüze taşımak çok kolay.”